CUMHURIYETINE SAHIP CIK!

8 Haziran 2009 Pazartesi

Ilk okumayi ogrendigimden beri okuyorum...


Gercekten dogru :) ilk kelimelerimi soktugumden beri okuyorum neredeyse... Sadece ergenlik cagimda bir donem okumayi biraktim, sonra yine dayanamadim. Cok seviyorum okumayi, gunun sikintilarindan koparip aliyor bambaska yerlere goturuyor. Yazan kisinin beyninin icine giriyorsun, bambaska seyler oluyor orada.

Inanilmaz kitaplar oluyor bazen, omrun boyunca unutamiyorsun...

-Marti, Richard Bach





- Cocuk Kalbi, Edmond De Amicis



- Gundula, Marie-Louis Fischer



Bu uc kitap cocukluk ve yeni yetme denilen zamanlarda okudugum kitaplardi. Gundula simdi ancak kiymetini bilen sahaflarda ve Yapi Kredi Sermet Cifter Arastirma Kutuphanesi'nde bulunuyormus yaptigim arastirmaya gore... Marti'yi ilk okudugumda resmen carpilmistim, bilmiyorum simdi okusam yine ayni etkiyi birakir mi bende? Ama soyle dedigimi hatirliyorum "Cocugum uygun yasa geldiginde bu kitabi mutlaka okumali" Charles Dickens'in Iki Sehrin Hikayesi de beni cok etkilemisti.
Doenm donem zevk aldigim kitaplar degisti. Beyaz Dizi'de okudum, tarih kitaplari da... Her bir kitap baska maceralar yasatti bana, hala da oyle. Kacmak istedigim zaman 2 sayfa bile okusam bana yetiyor.
Dun Kadikoy'de gezerken Turkiye Is Bankasi Kultur Yayinlari'nin tasindigini gordum, yeni yeri cok daha buyuk ve sevimli olmus. Cocuklar icin ayrilan kisma bayildim; minik bir masa, sandalyeler, sevimli hayvancik seklinde puflar... Kitaplarin kapaklari ise tam bir cumbus, kizim o kitaptan digerine kostu. Hepsini almak istedim gercekten :)
Veee cocuk reyonundan kendim icin bir kitap aldim :) dayanamadim, yine benim kahraman yazarlarimdan biri Jules Verne kitaplari karsimdaydi iste... Yaz tatillerimde beni bir Ay'a bir Denizlerin Alti'na seyahat ettiren, heyecandan bitene kadar okudugum kitaplarin, ah keske o kitaplari yazarken ben de yaninda olsaydim dedigim yazari... Insan 1828'de dogar ve boyle bir vizyona mi sahip olur??? Kesinlikle Jules Verne'in hayal gucune hayranim...
Ben Gunes Sistemi'nde Seyahat kitabini aldim, simdi vakit buldukca okuyorum. Umuyorumki kizim da huy olarak benim okuma zevkimin bir kismini almis olsun, babasina cekerse yandik cunku :-) Kitap cok gozalici, ciltli ve icinde ilgi cekici resimler var. Yaz tatilinde cocuklarin mutlaka ilgisini ceker diye dusunuyorum. T. Is Bankasi Kultur Yayinlari cok guzel bir alisveris sitesi hazirlamis, kitabin sayfasina girdiginizde "kitabi ac" diye bir buton yapmislar, kitabin ilk 16 sayfasini okuyor ve fikir ediniyorsunuz, hatta meraktan catliyor ve hemen gidip kitabi satin aliyorsunuz :)))
Herkese bol kitapli gunler dilerim...

24 Mayıs 2009 Pazar

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi: TEM Otoyolu'nun ortasinda bir cennet...







Uzun suredir yazmiyorum. Soyleyecek birseyim olmadigindan degil, bir baslasam neler dokulecek :) ama bahardan midir nedir halim yok, halim olsa istegim yok, istegim oldugunda da bin turlu sey var... Insan Istanbul'da yasayinca yesile hasret oluyor maalesef, yani yesil gormek icin ya bahcedeki bir avuc cimene bakacaksin, ya balkondaki sardunyaya ya da acip internetten yemyesil dogayi konu alan fotograflara. Ama hicbirisi yesili koklamanin, yesile dokunmanin zevkini ve hissini vermeyecek tabiki!

Benim zaman zaman yesil krizim tutar, ya Riva'ya gideriz ya da firsat bulursak Igneada'ya... Burnumuzun dibinde bir cennet varmis da farkinda degilmisiz, gerci ben farkindaydim "hadi askim gidelim suraya, bak kapisinda arabalar kuyruk oluyor" vs diyordum ama iste bir turlu firsat olmadi. Nisan ayinda bir pazar gunu kismet oldu ve gidebildik, aman allahim yani gercekten bir cennet, minik bir golet, kazlar, ordekler, piknik masalari, Dunyanin dort bir yanindan gelmis, ulkemizden cesitli yerlerden toparlanmis birbirinden degerli, bazilari nadir bulunan bitkiler... 

Yani ne anlatsamki bilmiyorum, hatta aslinda bahsetmesem mi diye de dusundum :D cok bencilim belki ama inanin bazen insanlar ellerinden geldigince kotuluk yapiyorlar dogaya karsi, NGBB'de de mesela oyle bir sey yapmislarki inanamadiniz degil mi fotografi gorunce??? Niye boyleyiz? Niye Dunya'yi bir tek bize ait olarak dusunuyoruz? Agaclarin, en kucuk bir canlinin bile yeryuzunde bizim kadar hakki var! Bunu boyle bilir ve cocuklarimiza da boyle anlatirve ogretirsek eminim bizden sonraki kusaklar bu konuda daha basarili olacaktir.

Gitmek isterseniz birkac kucuk bilgi:

- Iceride yiyecek satilmiyor bildigim kadariyla, yaninizda goturuyorsunuz
- Mangal yasak tabiki (ve cok sukur)
- Mutlaka erken gidin
- Gittiginizde danismadan satin alabileceginiz rehber size bahce hakkinda bircok saglikli bilgi 
   veriyor (sadece 3 TL)
- Lutfen cimlere basin
- Lutfen agaclara zarar vermeyin
- Lutfen cicek koparmayin
- Ve boyle bir cennete sahip oldugumuz icin, hem de TEM'in orta yerinde, minnet duyun...






Ayrica NGBB'nin internet sitesi de oldukca zengin icerige sahip, mesela bir anne olarak Bitki Cesitleri Kart Oyunu'na bayildim. Hem cocugumuz eglenecek, hem de doga konusunda bilinclenecek. Ayrica Nisan ayindan itibaren her cumartesi gunu saat 14.00'de yetiskinler icin rehber esliginde gezi turu da varmis sitede yer alan bilgiye gore... Bir de sitedeki Haberler kismini okumaya calisin, o kadar enteresan bilgiler varki ben hem zevkle, hem heyecanla okudum.

Yani kisacasi size keyifli bir mekan vaat ediyorum :))) 

28 Nisan 2009 Salı

PANKEK






Uzuuuun suredir yazmamisim. sayfayi acip acip kapatiyorum, bir yorgunluk bir uyusukluk... Her turlu hava durumu beni cok etkiliyor, bilmiyorum herkes boyle mi?

Eylul bu sene evde kahvalti edip okula oyle gidiyor, o yuzden her gun degisik birseyler olmasina gayret ediyorum sofrada. Ya peynirle domatesi eziyorum ekmegin uzerine suruyor, ya hamur kizartiyorum (onun tarifini Devletsah'in sitesindenaldim muthis birsey), ya tost oluyor, ya da yukaridaki gibi pankek... Her gun 1000 turlu maymunluk yapiyorum birazcik birseyler yesin diye...

Pankek sadece eylul'un degil babamizin da cok sevdigi birsey, bende seviyorum ama pisirirken sikiliyor ve yoruluyorum :) o yuzden pisirirken bir tane yiyip kalanini baba kiza birakiyorum.

Gelelim tarife, o kadar kolayki aslinda olculerle bile yazmaya gerek yok, ama ben genel-gecer kurallara uyuyor ve yaziyorum:

1 bardak un
1 bardak sut
1 yumurta
1 tatli kasigi seker
1 tutam tuz
1 corba kasigi sivi yag
1/2 tatli kasigi kabartma tozu

Hepsini karistirip minik minik yuvarlaklar halinde teflon tavada pisirin. Ben bu sirin surati damlalari yanlara uzatarak, 2 damla cikolata ve bir miktar nutella ile susledim :)

Kolay gelsin ve afiyet olsun

21 Şubat 2009 Cumartesi

Sevgili Keyif Masam...



Bu guzel, sirin masacik benim keyif masam... Gunduz saatlerinde kahvem ve suyumla, aksam saatlerinde cin-visnem yada jack daniels'imla agirlar beni. Kimler kimler istedi onu da vermedim :)) 

Merak edenler icin yapimi:

Ham ahsap krem yada yakin bir tonda boyanir. Zimparalanir hafifce. Nemli bir bezle uzeri silinir. Sonra secilend esen cizilir, bunun icin cok karisik olmayan stensillerinizi de kullanabilirsiniz. Daha sonra istediginiz renk boyaya batirdiginiz uygun buyuklukte firca ile desenlerin icini doldurun. Kurumasini bekleyin. Eger kurutmak icin sac kurutma makinanizi kullanacaksaniz cok yakin tutmamaya ozen gosterin, yoksa desenler catliyor. Desenler kuruyunca genis bir fircayi kahverengi yagli boyaya -evet yanlis okumadiniz yagli boya- batirarak ayni yonde olmasina dikkat edip objenizi boyayin. Yagli boya kurudugunda objenizi yuklenin ve lavabonuzun veya kuvetinizin yolunu tutun, elinizde de bir adet scotch brite (yada ayni isi goren asindirici bir sunger) olsun, suyu acin -abartmadan- objeyi altina koyun ve baslayin sungerle boya yonunde ovmaya... Alttan ne kadar renk cikmasini istiyorsaniz o kadar ovun -kabartma desenlerinizi zedelemeden tabii-, isiniz bitince objeyi kurumaya birakin. Daha sonra da dayanikli bir vernikle, yagli boyaya da uygun olmasi lazim, vernikleyin ve gozunuz gibi bakarak kullanin...

Ben 2002 yilinda isten cikinca ahsap boyama yeni yeni yayginlasiyordu Turkiye'de, Uskudar'da oturuyordum o donemde ve Cadence Boya evime cok yakindi. Orada ahsap boyama kursuna gitmistim ve cok sansliydim hocamiz mukemmel bir bayandi: Nazmiye Saral hoca her gun usenmeden Golcuk-Degirmendere'den Istanbul'a geliyordu. Muhtesem desenlemeler yapan birisi, bir kutum var uzerindeki deseni gorseniz aslindan guzel... Simdi pek yapamiyorum ama tekrar baslamayi dusunuyorum, ama bu konudaki asil hayalim mobilya desenleme... Bakalim zaman ne getiri bu konuda ;)

17 Şubat 2009 Salı

FOTOGRAF CEKMEK BIR ZEVK 2



Fotograflar zamani gelince insani sevindirecek, huzunlendirecek, hatirlamasini saglayacak goruntuler. Elinize aldiginizda fotografi (simdilerde malum alamiyoruz, ekrandan bakiyoruz :() ailenizden cok sevdiginiz ama artik yaninizda olmayan birini, artik gitmediginiz ama en guzel tatilleri yaptiginiz bir yeri, cocugunuzun aklinizda cok da kalmayan bebekligini, annenizin gencligini, babanizin gobeklenmeden onceki halini, simdi yerini enteresan kiyafetlerin aldigi, o zamanlar kizdigim simdiyse keyifle andigim siyah onluklu halinizi... bircok  ama bircok ayrintiyi goruyorsunuz... Ben cok seviyorum fotograf bakmayi, eski gunleri anmayi.  Eski fotograflarin hepsi anne-babamin evinde, gidince hic bikmadan onlari saatlerce kurcaliyorum. Bendeki fotograflarin cogu yeni ve laptop'da. 

Babamin Arabistan'dan getirdigi Yasicha marka, sabit mercekli cok guzel bir makinasi var, ama simdi onlar bile dijital ile cekiyorlar fotograflari. Benim ise cok daha enteresan Nokia N73 ile cekiyorum ve cok kaliteli buluyorum cekimlerimi... Ama asil dilegim analog bir makina.



Bu fotografi gectigimiz yaz Bodrum'da cektim. Acele acele Yaliciftlik'e gitmek icin dolmuslara yururken :) Bir elimde Eylul'un eli dusmesin diye, digerinde N73... Burasi Bodrum Ozel Hastanesi'nin arkasindaki eski otobus parkiydi (umarim dogru dedim, yolculugu olmayan otobusler ve soforler burada park ederdi) simdilerde ise etrafi cirkin bir sekilde cevrilmis bir araba mezarligi olmus. Bu da yolculuga cikmayi bekleyen siraya girmis motosikletler, yani bu halde nereye gideceklerse... Bu manzarayi gorunce cok hosuma gitti ve cektim, adamlar bana tuhaf tuhaf baktilar. 



Gecen pazar Ecos arayip hadi TIM'deki Splendor Cin Ulusal Akrobasi Toplulugu'nu (ki arkadaslar Beijing Olimpiyat Acilisinda mucizevi gosterileriyle tum Dunya'yi kendilerine hayran birakmislar, ben izleyemedim) izlemeye gidelim mi dedi? Ve gittik, aman allahim iyikide gitmisiz o nasil piti piti kizlar, o nasil lastik gibi genc erkeklerdi anlatamam... Nasil hareketler yaptilar aklimiz almadi, Eylul saskin saskin seyretti ve en cok kizlarin civil civil kiyafetleri hosuna gitti.  On siradaki 8-9 yaslarindaki kiz bir ara "bunlar insan olamaz" diyerek hepimizi guldurdu :)

Peki boyle bir gosteride ben nasil fotograf cektim, aman hic sormayin... Megerse gosteri baslamadan onceki anonslarda ikaz etmisler ama ben Ece ile sohbete dalip duymamisim. O merakla seyirciyi selamlarlarken, flassiz olarak 1-2 poz cekeyim dedim. Demez olaydim :))) su kirmizi lazerler var ya, hani bir ara uzaktan kedileri cildirtmak icin yere tutarlar kedi onu yakalayayim diye kafayi yerdi (gerci ders anlatirken falan da kullaniliyor ama ben daha eglenceli bir ornek vermek istedim ), hah iste o lazerle elimdeki N73u isaret ettiler, rezil mi oldum? Bana gore hayir, her canim istediginde fotograf cekmeyi seviyorum, ustelik flassiz da cektim :) basina dagitacak halim yok ya... 


Bu da Marti Jonathan Livingston Eylul okumayi ogrendiginde okumasini istedigim kitaplardan birindeki marti ;)  Buyukada'ya giderken bir sure motorun ustundeki brandada aldirmazbir sekilde durarak  yolculukta bize eslik etmisti.


Bu da Keyifvakti blogcusunun keyif kaynagi, caninin ici Eylul'u... Ikea'da top havuzunda keyif aninda... Cok hosuma giden bir fotograf bu, tam bir renk cumbusu, cocuk hali, cocuk dunyasi, cocukca haller'i yansitan bir fotograf :)

EVLILIK



Tam 7 yil once bu saatlerde ben sacimda beyaz cicekler, heyecan icinde gelinligimi giymis nikaha hazirlaniyordum :) 

Askimla aslinda 12 yildir taniyoruz birbirimizi, 7 yildir evli, 4.5 yildir da cocukluyuz... Evlenmek cok kolay ama evliligi yurutmek oldukca zor, biz cok da zorlanmadik aslinda, belki de uzun sure tanismanin buyuk bir avantaji bu. Bircok kisi "uzun suredir birliktesiniz, bircok seyi tukettiniz, evliliginiz cok yavan gecebilir" demisti bize... Bircok sey evliligi zor hale getirebiliyor, ama bazi seyleri gormemek-duymamak-konusmamak gerekiyor :)) Itiraz edenler cikabilir, ciksin muhim degil, ben kendi hayatimda bunu bir nebze uygulamaya calisiyorum ve sanirim basariliyim da. 

Velhasil iyi evlilik bana gore sunlardan olusuyor:

* sevgi
* saygi
* hosgoru
* sabir
* heyecan katacak seyler
* cocuk-lar
* aile olarak once es ve cocugu kabul etmek, daha sonrasinda anne/baba/kardesi ve akrabalari 2.aile olarak gormek

bu liste uzayabilir, ilk aklima gelenler bunlar :))

Askim seni coooooook seviyorum, yanimda oldugun icin mutluyum, Eylul gibi bir cocugumuz oldugu icin mutluyum, saglikli oldugumuz icin mutluyum... 


Not: Yukaridaki alyans resmi alyanslarimizi aldigimiz Modern Alyans'in internet sitesinden alinmistir. Alyansimi degistirmeyi hic dusunmuyorum, alyansini degistiren insanlari da hic anlayamiyorum!

31 Ocak 2009 Cumartesi

ESKI BIR LEZZET: Ayran Bulamaci

Bu tarifin bir fotografi yok, cunku en son ne zaman yedigimi hatirlamiyorum bile... Bu yemek aklima gelince, Igneada'yi ne kadar ozledigim de geldi aklima, ananemin evinde taslikta oturup ictigimiz caylari, o muhtesem kumsali, limani, golu, eski tulumbanin oralari... 

Neyse en iyisi tarifi vermek, bu kadar duygu yeter ;)


AYRAN BULAMACI

 

5-6 dal yesil sogan

1-1.5 su bardagi eksi (cok eksi olmasina gerek yok) ayran yada yogurt

Taze nane (istendigi kadar)

3 corba kasigi un

Zeytinyagi

Tuz, kirmizi toz biber

 

Taze soganlari minik minik dograyip zeytinyaginda kavurun. Un ve yogurdu (ayransa su miktarini ayarlayin) bir miktar su ile cirpin ve ayran kivamina gelince yavas yavas kavrulmus sogana ekleyin. Taze naneyi incecik kiyarak ekleyin. Kaynayana kadar karistirin. Kaynama baslayinca atesi kisarak 3-4 dakika daha pisirin. (Annem burada mudahale ediyor: bir miktar tuzsuz lor eklenirse daha da lezzetli olur).  Altini kapatip bulamaci tabaklara paylastirin. Soguk veya ilik uzerine yagda yaktiginiz kirmizi biber gezdirerek servis yapabilirsiniz.

 

Afiyet olsun... 

 

SEVGILI BARIS MANCO


1999 yilinda tam da su saatlerde sevgili Baris Manco aramizdan ayrilmisti. Su anda Show TV'de Siyaset Meydani'nda O'nu sevenler o guzel sarkilariyla, guzel hatiralarla guzel insani aniyorlar. Bugunlerde radyolar ve TV'lerde calinan sarkilari duydukca icimiz ciz ediyor cogumuzun. Bir insan nasil bir yurege sahiptirki bu kadar guzel parcalar yaratabilir, bir insan nasil bir gozle bakarki su yasadigi Dunya'ya boyle guzel programlar yapabilir ve bu insan nasil bir insandirki hala sesini, sarkilarini duydugumuzda kalbimiz baska carpar...


Musaadenizle Cocuklar diyerek aramizdan ayrilisini sevgiyle, huzunle ama hep bir gulumsemeyle anacagiz...

29 Ocak 2009 Perşembe

FOTOGRAF CEKMEK BIR ZEVK 1


Hayatimdaki sevdigim, hatirlamak istedigim anlari fotograflayabildigim icin kendimi sansli hissediyorum. Hatta hayatimda hatirlamak isteyecgim seyler yasadigim icin de sansliyim bana gore... Bana gore guzel bir cep telefonum var, hem iletisim kurabiliyorum, hem de cok guzel fotograflar cekebiliyorum, Nokia N73 modeli aklinizda bulunsun cok kaliteli fotograf cekebiliyor. 

Ustteki  Soz Danismanlik'in duzenledigi bir etkinlikte cektigim fotograf. Cok guzel bir etkinlikti Eylul icin, cocuklar once masal dinleyerek daha sonra da Halic temali sergideki resimleri gorerek, en sevdiklerini secip once eskizlerini cizdiler ve daha sonrada rengarenk kalemlerle cizip boyayarak, o resmi kendi hayal dunyalarinda nasil algiladiklarini gosterdiler.   Bu fotograftaki enteresan durum, fotografin ust kattan zemini tamamen cam olan bir odadan cekilmis olmasi :-)




Bu fotograf da etkinligin ilk dakikalarinda, Sibel hanim Halic masalini cocuklara anlatmaya basladiginda cekildi, cocuklar bu guzel masali bu tarihsel ve siirsel mekanda dinlediler. Etkinlik Kadir Has Universitesi Cibali Kampusu'nde yer alan Rezan Has Muzesi'nde duzenlendi. Firsat buldugunuzda mutlaka gezmenizi tavsiye ederim.




Bu Eylul'un begendigi ve cizmeye calistigi resim.



Bu da benim sevdigim resim, Devrim Erbil'in resimlerini, o bilmese de :), cok severim. Gecen gun bir roportajini okudugumda cok cok uzuldum, gercekten de resimleri hakettigi degeri bulamiyor bence. Ulkemizde zaten hersey ucuz gorulmuyor mu? :(

Asagidaki fotograf etkinlikten sonra gittigimiz Tarihi Halic Iskembecisi'nde cekildi. Biz asagida ictik corbalarimizi, tam corbacidan cikacagamiz zaman yukariya ciktik. Aman Allahim dort bir duvar Ataturk'un guzel fotograflariyla donanmisti. Cennete dusmus gibi hissettim kendimi, o kadar hosuma gittiki, cunku her yerden silmeye calisiyorlar ya Ata'mi boyle hic ummadigim bir yerde karsilasinca hem cok sasirdim, hem de cok mutlu oldum. Mekanin terasi da cok guzeldi, bahce gibi duzenlenmis, yemyesil bir teras dusunun, oyle keyifli yani... Siz de mutlaka gidin, mumkunse bahar ya da daha iyisi yaz aylarinda... Hem mideniz bayram yapsin, hem gonlunuz senlensin, hem de gozunuz bayram yapsin...

Hosuma giden bircok fotografi ekleme niyetiyle basladim ama ancak sadece bir gunun fotograflari kendi hikayesini anlatabildi. Hikayesi olan daha coook fotografim var, onlari da ara sira paylasacagim, kendimle ve blogu okuyan varsa onlarla :))





26 Ocak 2009 Pazartesi

KIYMETLILERIM



Benim icin Dunya'daki en kiymetli seylerin ilk siralarinda -aile vs gectikten sonra- kitaplarim gelir. Cunku okumayi ogrendgimden beri okuyorum, neredeyse araliksiz. Dagittiklarimin haricinde bir suru kitabim var, oyle cok ucuk rakamlar degil, yani iddiali degilim "evimin 3 duvari kitap falan diyemeyecegim, cunku yarisini baba evimde biraktim, bir kismini (cocukluk kitaplarimi) dagittim falan... Eski basim kitaplarim da var, sahaflardan alinmis, eski eski yasanmislik kokan kitaplar; yepyeni kitaplarim da var, taptaze murekkep kokan, her biri benim icin kiymetli, her biri benim icin bir cocuk :) Eylul ilk defa bir kitabimi ele gecirip ilk sayfalarindan birini yirttiginda cok kizmistim ve ilk ogretmeye calistigim seylerden biri de "Kitap bir hazinedir" oldu... Ne kadar ogrendi, ne kadar uygular bilmiyorum ama 5 yasindaki eylul'un hatiri sayilir sayida ve icerikte kitabi var. Onlari Ikea'dan aldigimiz retro desenli, karton kutulara buyuk bir zevkle kendisi yerlestirdi. 

Eylul'un kitaplari yerlesik durumda, ama benim kitaplarim orada burada gecici olarak mesken tuttular,  ya yatak odamizdaki camasirligin rafinda, ya salonumuzdaki buyuk dolabin ic raflarinda, ya piyanonun ustunde, hatta tuvalet molalarinda okunmak icin orad auygun bir yer edinmis kitaplarimiz bile var :) Neden cunku benim en buyuk hayallerimden biri olan sade ve heybetli bir kitaplik henuz evimizde yer almadi da ondan :) 

Hayallerimden hala vazgecmis degilim, ama biraz erteliyorum. Cunku acele ettigim herseyde sonuc istedigim gibi olmuyor. Bu arada da arastiriyorum, nasil bir kitaplik benim beklentilerimi karsilar diye...  
Yukaridaki fotograf www.bhg.com sitesinden alinma, zaman zaman faydalandigim ev dekorasyonu, yemek vs konularinda oldukca zengin bir site. Koridor gecisine boyle bir kitaplik yapabiliriz, ama gizli kapakli olmasina hic gerek yok :) 

Ya da bu sekilde koridora da yapabiliriz, tek engel koridordaki kalorifer petegi olur, onu da kitapligi petek uzerine monte ederek cozumleyebiliriz. Ama Turkiye bir deprem ulkesi, olasi bir depremde koridorun kitaplarla dolarak bize engel teskil etme durumu var. 

Gordugunuz gibi kitaplikla bozmus durumdayim, eh cunku hayatin karmasasindan kacabildigim, kolayca vakit ayirabildigim ve cok sevdigim bir ugras kitap okumak. Kitap insana hem bilgi verir, hem arkadastir, ilk askinizin verdigi papatyayi arasinda kuruttugunuz bir sirdastir :), kisacasi cok seydir...



Bu kitaplik Turgutreis'deki eve olabilir. Salondaki pencere ve etrafi bu modele cok uygun.





Bu modeli her ne kadar orada bu sekilde bir cati kati yapmak mumkun olmasa da Turgutreis'deki evin cati kati icin dusundum. En kisa zamanda Istanbul'u terkedip temelli yerlesmek istedigim evime...

Iste asil bu model benim cok cok hosuma gidiyor, koridor ya da koridor bitisi olmazsa oturma odama boyle bir sey uygulamak istiyorum. 

Gozumu kirpmadan para harcadigim tek sey kitaplar (bir de ayakkabilar varki o baska bir yazinin konusu olacak ;)) Bir yazarin kitabini okuyup da cok begendiysem arka arkaya o yazarin kitaplarini okurum ve bundan da cok memnunum. Mesela Paul Auster, Richard Bach, Khaled Houssein, Amin Maalouf, Isabel Allende, Maxime Chattam, Jean Christophe Grange, Peter Straub her kitabini sabirsizlikla bekledigim yazarlardandir. 

Paul Auster'in Leviathan kitabi beni inanilmaz etkiler her okuyusumda, Bernard Werber'in karincalar ile ilgili yazdigi kitaplar, Richard Bach'in bircok kitabi defalarca okudugum, ozledigim ve her seferinde degisik tad aldigim kitaplardir. 

Son gunlerde Ayse Kulin'in yeni kitabini bitirdim, henuz yeni bir seye baslamadim. Eski kitaplarim arasindan birseye baslarim belki... Mesela Richard Bach-Marti olabilir veya Isabel Allende-Afrodit (Afrodizyak yemek tarifleri ve hikayeler, cok eglenceli) olabilir, belki de Ilber Ortayli'nin bir kitabi var o olabilir. 

Kisacasi kitap almak, okumak, kitap hediye etmek gunumuzde cok onemli bana gore, toplum olarak eksigimiz "egitim"... Bunun da en basit caresi okumak, ogrenmek ve uygulamak...

En iyisi kitaplar ile ilgili tarihte soylenmis sozlerle ornek vermek ;-)

Kitaplarım bana yetecek kadar büyük bir krallıktır.
SHAKESPEARE

Ben, kitaplarımı yaratmadan önce, kitaplarım beni yarattılar.
MONTAİGNE

Kitapsız yaşamak; kör, sağır, dilsiz yaşamaktır.
SENECA

Kitap, ruhun ilacıdır.
JAPON ATASÖZÜ

İyi bir kitabı öldürmektense, bir adam öldürmek daha iyidir.
MİLTON

Bugünün gerçek üniversitesi, bir kitaplıktır.
CARLYLE

Bazı kitaplar tad almak, bazı kitaplar yutmak, bazı kitaplar da çiğneyip sindirmek içindir.
BACON

Yasalar ölür, kitaplar ölmez.
BULWER-LYTTON

Kitap, tek ölümsüzlüktür.
RUFUS CHOATE

Yabani uluslar dışında her ülke, kitaplar tarafından yönetilir.
VOLTAİRE

Ahlaka uygun ya da aykırı kitap diye bir şey yoktur. Kitaplar ya iyi yazılmıştır, ya da kötü. Hepsi bu kadar!
OSCAR WILDE

İyi satan bir kitap, orta değerde bir yazarın yaldızlı mezarıdır.
LOGAN P. SMITH

Umutla açılıp kazançla kapanan bir kitap, iyi bir kitaptır.
ALCOTT

Bir kitap yürekten gelmişse, ancak o zaman başka yüreklere ulaşabilir.
CARLYLE

Kitaplar, kaybolmuş kafaların anıtlarıdır.
SİR WILLIAM DAVENANT

Kitaplar, hiç solmayacak bitkilerdir.
HERRİCK

Kitap hiç aldatmayan bir arkadaştır.
GUİLBERT DE PIXRECOURT

İyi kitaplar çok iyi, kötü kitaplar da çok kötüdür.
EMERSON


Kitapsız yaşamak,kör sağır,dilsiz yaşamaktır. 
SENECA 

Akıllı adam hem kitapları ,hem de doğrudan doğruya hayatı okur. 
LIN YUTANG 

Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol. 
MEVLANA

Kitaplardan evvel kendimizi okumağa çalışalım! 
MEVLANA

İyi bir kitabı öldürmektense, bir adam öldürmek daha iyidir. 
MİLTON

Bugünün gerçek üniversitesi, bir kitaplıktır. 
CARLYLE

Bazı kitaplar tad almak, bazı kitaplar yutmak, bazı kitaplar da çiğneyip sindirmek içindir. 
BACON

Yasalar ölür, kitaplar ölmez. 
BULWER-LYTTON

Ahlaka uygun ya da aykırı kitap diye bir şey yoktur. Kitaplar ya iyi yazılmıştır, ya da kötü. Hepsi bu kadar!
OSCAR WILDE

Kitap iLe iLgiLi Atasözleri;
· Kitaplar, sağırlara seslenen dilsiz dostlardır. Hollanda Atasözü
· Kadın, kitap, at ödünç verilmez. İtalyan Atasözü
· Kitaplar ruhun gıdasıdır. Japon Atasözü
· Ruhun ilacı kitaptır. Japon Atasözü
· Kitap, insanın cebinde taşıdığı bir bahçe gibidir. Arap Atasözü