CUMHURIYETINE SAHIP CIK!

28 Ekim 2008 Salı

29 Ekim sizin icin ne demek bilmiyorum...











...Ama benim icin ozgurluk demek, sevmek demek, asik olmak demek bu topraklara, bir amac ugruna yasamak demek, Canakkale'de gezerken minnet duymak, aglamak ve dua etmek demek, en asil ve aslinda en cagdas ulusa ait olmak demek, bu topraklarda kardesce yasamaya calismak demek, her ne tahrik olursa olsun takmamak demek, Ataturk'u sevmek demek, Cumhuriyeti yasamak demek, bazi ilkelere bagli kalmak ve odun vermemek demek, savasci bir ruha sahip olup bastakiler bas egsede kimseye, hicbir sartta bas egmemek demek, kul olmamak demek, kimseyi kul etmemek demek, bu ulke icin, tarihi icin canini bile verebilmek demek, her Istiklal Marsi okundugunda gozlerinin nemlenmesi, kalbinin pirpirlanmasi demek, her milli bayramda hatirlamak demek, o demek, bu demek...

Herkes icin anlami mutlaka farklidir, ama ben bu ulkede her bir gunumu ve animi 29 Ekim gibi yasiyorum, Atalarima, Atama, bayragima ve topragima her an bagli kaliyorum, kalmayanlari da ayiplamiyorum ve kinamamaya calisiyorum, ama yapamiyorum...

Atamizin hasta yataginda kaleme aldigi ve Celal Bayar'in dile getirdigi Cumhuriyet'in 15.yil Nutku:

"Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle birlikte uygarlık ışıklarını taşıyan kahraman TÜRK ORDUSU!

Ülkenin en bunalımlı ve en çetin anlarda zulümden, felâket ve kötülüklerden ve düşman istilâsından nasıl korumuş ve kurtarmış isen, Cumhuriyetin bu günkü verimli döneminde de askerlik tekniğinin bütün çağdaş silâh ve araçları ile donatılmış olduğun halde görevini aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur. Bugün Cumhuriyetin 15. yılına durmadan artan büyük bir refah ve kudret içinde kavuşan büyük Türk milletinin önünde Kahraman Ordu, sana yürekten şükranlarımı bildirir ve anlatırken büyük ulusumuzun övünç duygularını da açıklıyorum:

Türk vatanının ve Türk toplumunun şan ve şerefini, iç ve dış her türlü tehlikelere karşı korumak olan görevini her an yerine getirmeğe hazır olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve güvenimiz vardır. Büyük ulusumuzun orduya sağladığı en son sistem fabrikalar ve silâhlar ile bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir gönül tokluğu ile hayatını hiçe sayarak, her türlü görevi yapmağa hazır olduğunuza inanıyorum. Bu kanaatla Kara, Deniz, Hava ordularımızın kahraman ve tecrübeli komutanları ile subay ve erlerini selamlar ve takdirlerimi bütün ulus karşısında açıklarım. Cumhuriyet Bayramın 15. yıldönümü, hakkınızda kutlu olsun."




9 Ekim 2008 Perşembe

TERORU ANALAR BITIRECEK!!!


Bugun arkadasim yolladi ve sonrasinda da bircok yerden geldi asagidaki yazi, kim yazdiysa kalemine ve yuregine saglik...


*** ÖNCELİKLE DE TÜM OĞLUNU KAYBETMİŞ ANALARA
***OĞULLARI TEK BAŞINA TUVALETE GİDEMEZ DİZİNDE AĞLAYAN ANALARA
***OĞLUNUN YOLUNU BEKLEYİP GECE KABUSLARLA UYANAN ANALARA
***OĞLUM NEREYE GİDER-GİTSEDE DÖNER Mİ ACABA DEYEN ANALARA 
***OĞLUM BÜYÜYENE KADAR BU İŞ BİTER Mİ DİYE TASALANAN ANALARA
***OĞUL DEĞİLDE İLERDE KIZIM OLSUN DİYE YÜREĞİ TİTREYEN ANA ADAYLARINA
***VE TABİ O ANALARI TESKİN EDEMEYEN BABALARA-AKRABALARA 
 
***ANA DESTEKÇİLERİNE*****
 
----SÖZCÜKLER! NÜKLEER SİLAHTIR!! 
----SÖZCÜKLER! UYUYAN- çareSİZ KIVRANAN YIĞINLARA PATLATICI KIVILCIMDIR!!
----SÖZCÜKLER! TARİHİ YAZANDIR!!
----HALKIN GÜCÜNÜ ATEŞLEYENDİR!!
----HALKIN SESİ HAK'KIN SESİDİR!!
 
***KONUŞMAYI KÜÇÜMSEYENLERİN-
***KONUŞMAYI HAKİR VE BOŞ GÖRENLERİN-
***KONUŞMAYI YASAKLAYANLARIN 
---YÜZLERİNE ÇARPIN VE TÜKÜRÜN BU POSTAYI---ANA DESTEKÇİLERİ!
 
****YAYIN! YAYABİLDİĞİNİZ TÜM ANALARA-
         GAZETE-TV-DERGİ-NET VE BENZERİ İLETİŞİM ORTAMLARINA******
 
***BU METNİ; AYŞE-FATMA-OSMAN-ADEM VS VS.
*** KİM YAZMIŞ NE ÖNEMİ VAR??
***ALTINA 'ANONİM YAZIN-HALK YAZIN-KENDİ ADINIZI YAZIN-RUMUZ YAZIN-SEVDİĞİNİZ ÇİÇEĞİN ADINI YAZIN-NE İSTERSENİZ DE ONU YAZIN-
***YETER Kİ YAYIN BU POSTAYI YADA ZENGİNLEŞTİRİN!!!

***TERÖRÜ ANALAR BİTİRECEKKKKK**** BAŞLIĞINDA SİZ DE KENDİ GÖRÜŞLERİNİZİ YAZIN VE YAYIN!!!!
 
----SİZİN DE ÇORBADA Kİ TUZUNUZ BUNU YAYMAK OLSUN- AKTÜTÜN KAHRAMANI 
17 EVLADIMIZIN RUHUNU ŞAD ETMEDE:(((((--
 
VE BU FİKRE KATKISI İÇİN DE BİRSEN HANIMA HEP BERABER TEŞEKKÜR EDELİM BÖYLECE!!
 
*************************************************************************
 
TERÖRÜ ANALAR BİTİRİCEKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKK
 
 
 
İŞTE BİRDE BU BU ANALARI DÜŞÜNÜN


Pamuklara sarıp yetiştirdin çocuğunu. Bebekken geceleri kalkıp ayakucunda nefesini yokladın, içinde her anne gibi hep bir garip korku, ya ölürse... 


Önce okul kapısında bekledin, sonra 'arkadaşlarım dalga geçiyor' dedi, pencere önünde gözledin dönüşünü... 5 dakika gecikse ruhun sıkıldı hep, araba mı çarptı, biri mi sataştı, düştü dizi mi yarıldı. 


Sonra büyüdü,'aman okusun' dedin, bin bir zorlukla bir üniversiteye girdi, hiç bir şeyini eksik etmedin. Evde, malda, mülkte değildi gözün. Yemedin yedirdin, giymedin giydirdin. Oğlunu üç kuruş 'helal' maaşınla adam ettin. 


Ve bir gün askerlik geldi dayandı kapıya... Senin gibilerin evladı nerelere giderse o da oralara gitti. Otobüs terminalinde arkadaşları ' En büyük asker bizim asker' diye omuzlarına aldığında bile için titredi. 'Aman düşeceksin oğlum, bir yerin incinecek, aman oğlum' 


O nöbetteyse sen de nöbette, operasyondaysa tetik deydin. Bebekken nasıl dinliyorsan öyle dinledin nefesini kilometrelerce öteden. İçinde hep bir garip korku, ya ölürse... 


Kara haberi geldi oğlunun subaylar eşliğinde. Sonra kameralar yığıldı kapının önüne. Haberi duyan geldi, duyan geldi... 


Ertesi gün cenazede tanıdığın, tanımadığın bir sürü insanın önünde, için taş kesmiş, damarların koparılmışken, son bir kez saramadığın oğlunu buz gibi çerçevelenmiş bir resimde arıyorken, herkes senden aynı iki kelimeyi bekledi. Sen demedin, diyemedin, 'vatan sağ olsun' diye. 


'Hakkımı helal etmiyorum' diye haykırdın,'etmiyorum, hakkımı helal etmiyorum' 


Hakkını helal etmediğin kendi çocukları Amerika'da okurken seninkini ateşe atanlardı. 


Hakkını helal etmediğin senin oğlun çelik yeleksiz kimin eliyle beslendiği belli düşmana koşarken, uğruna savaşılan vatan toprağını pazarlıkla satanlardı. 


Hakkını helal etmediğin 'haram' yiyip 'helal' üzerinden politika yapanlardı. 


Şimdi 'Vatan sağ olsun' demeni bekliyorlar senden. Yarın Lübnan'da muhtemelen üzerinde made in USA yazan bir kurşunla 'yanlışlıkla' öldürülen bir başka evladın annesinden de aynı şeyi bekleyecekler. Sen oğlunun hasretinden bayram sabahları şehitlikteki taş mermerleri severken, onlar havaalanında Amerika'dan dönen oğullarını bekleyecekler. Akşam haberlerinde onların oğullarının açtığı pastörize yumurta fabrikalarını göreceksin. Onların oğulları Amerikan bankalarında çalışacak. Onların oğullarının yaptığı ölümlü trafik kazaları usta ellerce örtbas edilecek. Sen her gün taş keseceksin, biraz daha, biraz daha... 


Analar uyanıyor, anaların isyanından korkun beyler. 


Siz ki hak üzerinden politika yaparsınız hep, anaların haklarını helal etmemesinden korkun, hiçbir şeyden korkmadığınız kadar. 


Çünkü artık inanmıyorlar size. Sizin vatan bildiğinizle onların vatan bildiği aynı değil, biliyorlar. Ve artık yüksek sesle soruyorlar. Hangi vatan sağ olsun, sizinki mi, bizimki mi? 


Siz ki kanundan, kuraldan, halktan, haramdan korkmazsınız. Ama anaların isyanından korkun. 


Onlar ki Riksos Otel'de bir gecelik konaklamanın bir çelik yelekten daha pahalı olduğunu bilirler. 

Teşvikiye Camii'nden hiç şehit cenazesi çıkmadığını bildikleri gibi... 


Onlar ki Lübnan'a neden asker göndermek istediğinizi de bilirler, vatana ihanetin ne olduğunu bildikleri gibi.... 


Onlar ki sıksan şüheda fışkıracak toprak için yıllarca oğullarını başlarına kına yakıp yolladılar askere. Artık 'vatan sağ olsun' diyemiyorlarsa bir bildikleri vardır. 

 
İŞTE BİRDE BU BU ANALARI DÜŞÜNÜN... 


alıntıdır 

!

8 Ekim 2008 Çarşamba

Bir aci kahve





Su resimde gordugunuz sey benim cocuklugumdan beri ananemin evinde en sevdigim esyalardan biridir. Kahve hokkasi ve tek pisirimlik cezve... Gider gelir bayilirdim buna, anlamazdim onceleri ne ise yaradigini ama bayilirdimmm. Sonunda teyzelerimden biri, 6 tane cunku :)), Zuhal olan "al bunlari dedi, ananenden hatira kalir" ben yok olmaz, bir suru kardessiniz" falan dedim ama teyzem elime tutusturdu. Kac yil oldu, evim kucuktu vs cikarip gozumun onunde tutamadim hokkami ve cezvemi. Ama yeni evimde kutudan cikardim ve mutfagimin en sevdigim koselerinden birine koydum... Kac yillik bilmiyorum kullanmaya kiyamadigim, emayesi dokulmus kahve cezvem... Ama ananem 84 yillik dev bir cinar... Cumhuriyetin cinarlarindan biri o, ailemizin cinari...
Bu da benim ananeme yakistirdigim, O'nun icin soylendigine inandigim turku:

Denizin Dibinde Hatcam

Denizin dibinde Hatçam demirden evler
Ak gerdan altında aman çiftedir benler
O kınalı parmaklar da o beyaz eller
Yolcuyu yolundan anam eyleyen dilber

Dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor
Hatçam’ı görenler aman sevdalanıyor
Alçaklara duman inmiş göremedin mi
A kız kendi saçını da öremedin mi

Yüce dağ başında Hatçam ekin ekilmez
Yağmur yağmayınca aman kökü sökülmez
Ellerin köyünde Hatçam kahır çekilmez
Doldur ağuları içelim Hatçam

Alçaklara karlar yağmış yükseklere buz
Gel sarılalım kaçalım ince belli kız
Onun onun onun onun onun uğruna
Ben de yandım Hatça kızın fidan boyuna 

Ben Canakkaleliymisim megerse...








Adetten Nerelisin? diye sorduklarinda cevaben babanin dogum yeri/kutugu esas alinir. Benim babam Canakkale Karabiga'li... Ama ben yillardir sorduklarinda ya Igneada'liyim (annemin memleketi) ya da Istanbul'luyum derdim. Cunku Canakkale'yi, Karabiga'yi gormedim hic, sadece ben 6 aylikken gitmisiz eh sanirim o da sayilmaz. 
Bodrum'a giderken once Izmir'e ugrayip annemleri Urla'ya birakacaktik. Annem hadi Canakkale uzerinden gidelim diye bir fikir atti ortaya, esimin de dinleyecegi tuttu :) ben mirin kirin ettim "cok uzun yol, of nasil olacak, ne kadar surecek?" diye... Iyiki beni dinlememislerde ulkemin her kosesinin gercek bir cennet oldugunu bir kez daha gordum, sularinda yunuslarin yuzdugu Canakkale Bogazi'ndan gecerken memleketime hayran kaldim. Ama asil duyguyu sehitlikleri dolasirken yasadim, nasil anlatayim bilemiyorum... Ne ses, ne gurultu, ne insan kalabaligi... Yani baska bir sey, baska bir yer, cok baska bir duygu, anlatamiyorum oraya gidip yasamaniz, o havayi solumaniz lazim. Ben bugune kadar niye hic gitmedim diye hala hayiflaniyorum, en kisa zamanda tekrar gidecegim. 
Ama her seyden ote sehitlerimize neler borclu oldugumuzu dusundum, onlar kanlarini bu topraga ne icin akitmislardi unuttuk simdilerde, ya da bir kisim insan unuttu diyelim. 18  yasinda cocuklar orada bosuna mi savastilar, analarini babalarini, yavuklularini gozlerinde yaslarla, kalplerinde aciyla birakip bosuna mi orada olduler??? Niye bugun biz ulkemizin butunlugunu sarsan olaylara goz yumuyoruz, ki bu olaylar sadece doguda suren savas degil, hortumlanan paralar, aptal yerine konmaya calisilan halk, parca parca satilan toprak...
Yaziklar olsun bize Genclige Hitabe'yi ve Bursa Nutku'nu hatirlamiyorsak, yaziklar olsun!!!