CUMHURIYETINE SAHIP CIK!

3 Aralık 2008 Çarşamba

Bir Kitap Okudum...




...Ve hayatim degisti... Bir zamanlar cok deger verdigimiz, ama o degeri cok da hak etmedigini gordugumuz bir yazar sayesinde bu cumle unlenmisti. Benim okudugum kitap hayatimi degistirmedi, ama derinden etkiledi...

Arkadasim onerdi kitabi, iyiki de onermis o kadar etkileyici bir kitapki, uzun suredir bu kadar samimi, sicak ve gercek bir roman okumamistim: "Ucurtma Avcisi" Insanlarin Taliban'dan once ve sonra Afganistan'da neler yasadiklari, ulkelerinden nasil baska ulkelere siginmak zorunda kaldiklari, din maskesi altinda islenen insanlik disi suclari, irkciligi, savasi, mayina basip ayagi kopan cocuklari, rengarenk ucurtmalarin pesinde kosan Afgan cocuklarini... yani kisacasi hayati anlatiyor, ama bizim cok yabanci oldugumuz, asla tanismak istemeyecegimiz bir hayat :(

Kitap o kadar etkilediki beni biter bitmez gidip yazarin diger kitabini aldim "Bin Muhtesem Gunes" kesinlikle her kadinin okumasi gereken bir kitap, hatta her insan olanin, olmak isteyenin... Kitap 'Harami' diye cagirilan, babasinin utandigi evine almadigi, annesinin intihar ettigi, 15 yasinda zorla 45 yasinda bir adamla evlendirilen Meryem-co'nun hikayesiyle basliyor. Oyle boyle bir hikaye degil, kitap bittiginde gidip kizimin yataginin yanina diz cokup, aglamama, onu opup koklamama, dunyadaki tum kadinlar ve cocuklar icin dua etmeme neden olan bir hikaye... Meryem-co'nun hikayesi gun geliyor birgun Leyla'nin hikayesi ile kesisiyor, Leyla Meryem'in uzerine 'mecburen' embag-kuma olarak geliyor ve ilerleyen zamanlarda can yolasi oluyorlar birbirlerine... Oyle yoldas oluyorlarki Meryem-co Leyla'si icin canini veriyor, onu hic doguramadigi kizi yerine koyuyor...

Kitabi okurken, Afganistan ve benzeri, seriat ile yonetilen ulkelerde kadinlarin burka arkasinda "gozyaslarini, dayaktan patlayan dudaklarini, yumruklardan kirilmis dislerini ve belki de biten umutlarini" sakladiklarini anliyorsunuz, resmen birisi sizi omuzlarindan sarsiyor ve birilerinin cok da uzak olmayan bir yerlerde -belki karsi apartmanda, belki komsu ulkede, belki obur semtte- kiz cocuk dogurdu diye, pilavi az pisti diye tekmelendigini, saclarindan suruklendigini, kadin olmaktan nefret ettigini farkediyorsunuz.

Ben simdi hala sarsilmis bir vaziyette, kendimize kurdugumuz guvenli alan disinda neler yasandigini dusunuyorum bu yaziyi yazarken, bakiyorum benim ulkemde de 'kadin' uzerinde oynanan oyunlari dusunuyorum, buna alet olan 'kadinlari' ve 'kadinciklari' dusunuyorum...

Hiç yorum yok: